27 Haziran 2012 Çarşamba

müziğine şarkılarına ve yorumlarına aşık olduğum kadınlar..

Sıla birtanedir benim için özellikle staj günlerinde ezberime aldım tüm şarkılarını


sonra funda arar özellikle bu şarkısının sözlerini beğendim.(2012 albümü şarkıları içinde) biraz tarz farklılığı da var bu sefer...

son olarak da göksel her albümünde sevdiğim bir şarkısı mutlaka olur. o şarkı da budur :)


her sene albüm çıkarmaları dileğiyle... böyle güzel müzikler dinlettikleri için de teşekkür ediyorum kendilerine:)




23 Haziran 2012 Cumartesi

ask.fm ye başlangıç

ask.fm adresini çoğu yerde gördüğümü hatırlıyorum ama şimdiye kadar merak edip bakmamıştım güzel bi siteye benziyor ilkokuldaki günlük anket defterlernin tam tersi :) araştırdım iyi kötü bir sürü yorumlar var kullananlar insanları yaftalayanlar da var ama ben bana nasıl sorular sorulacağını merak ettiğim için bi deneme yapmak istiyorum bakalım sonuç ne olacak.. sorularınızı buradan http://ask.fm/smheser bekliyor olacağım :)

tesisçi miyim neyim :)

çoooook küçükken elektrikçi olacağım dediğim günleri hatırlıyorum. teknoloji geliştikçe elektronik ve bilgisayar yaygınlaşınca da bilgiseyarcı olacam dediğim günler de oldu. ikincisi çevrenin etkisiyle olan şeylerdi tabiki de. ama ben anladım ki tesisçi doğmuşum ben :P bazı hocalarımız hor görebiliyor tabi AR-GE dışında bi işte çalışırsan fişçi şucu bucu diye yaftalıyorlar. öğrendikten sonra herşey kolay gelir ya tabi insana BAZI hocaların da böyle hitap etmesi bu yüzdendir diye düşünüyorum. Ben işin ticari kısmıyla da ilgilendiğim için elektrik bana daha cazip geldi/geliyor. (Ticaret de genlerimizde var:) o yüzden semih kardeşim gibi ben de imkanım olursa ek bir üniversite bitirmek istiyorum iktisadi ve idari bilimler alanında. rusçayı da 3. dil olarak CV me eklersem heralde "gloaballeşen dünyada" iyi bir iş adamı olabilirim. (bu arada içinde globalleşen dünya lafı geçen cümleleri duyunca hep gülesim gelir nedense:) şu sıralar iç tesisat çizimleri üzerinde uğraşıyoruz sağolsunlar mühendis bir abimizle teknisyeni bilgilerini paylaşmaktan çekinmiyorlar. büroları da çok müthiş kliması bilem var :). terasında da sallanan koltuk... bu işi bu yaz çözersem hedefime bir adım daha yaklaşmış olacağım inşallah. şimdilik hayatımdan gelişmeler bu kadar..
bir de türkiye geneli KPSS denemesine girdim ama pek iç açıcı değil evde çözdüğün denemelere benzemiyormuş meğerse :S

20 Haziran 2012 Çarşamba

boluuuuuu

ve yine boludayım :)  sevinmem için tek sebep sıcak+nem olan bi yerden sadece biraz daha az sıcak bi yere gelmem. gönül isterdiki bi deniz tatili yapalım ama nerde bizi yazlığına davet edecek arkadaş. (bu arada kimlerin yazlığı var bilmiyorum o da ayrı bi konu :) artık aibü'nün havuzuyla filan idare edecez napalım. haftasonu için bi yaylada kamp planımız var ormanın içinde çadırda kalmayı düşünüyoruz bakalım. her zamanki gibi mangal nargile semaver ve hamak keyfi mevcut :)

17 Haziran 2012 Pazar

yaz okulu

bize yine ada yolları gözüktü. yaz okuluna kalmanın en kötü yönü o sıcak ve nemde adada olmaktır. bi arabam olaydı da ders aralarında göle gideydim :P . inşallah bu son yaz okulum olur. yaz okulu dolayısı ile bi kaç gün bloguma bakamayacağım hoş zaten çok fazla da bişey yazdığım söylenemez ya... neyse kendinize iyi bakın en yakın zamanda yeni yazılarımla burada olacağım..

14 Haziran 2012 Perşembe

keyifsizim

2 gündür keyifsizmişim annem söyleyince farkettim sebebini bilmiyorum :S

8 Haziran 2012 Cuma

doğaya karışcam :)

sabah yaylaya gideceğim internet telefon pc olmayacak. Kitabım ve ailem yeter bana yaylada. Semaverde çay, mangalda et, çay kenarında piknik,hamakta uyku beni bekler :) canı çeken gelsin beklerim sayı önemli değil her daim bekleriz ;)

6 Haziran 2012 Çarşamba

okumak

Oturup 2 saat mola vermeden kitap okumayı özlemişim uzun zamandır vakit ayıramıyordum. Elif Şafak'tan Baba ve Piç i okuduktan sonra İskender Pala'nın Od isimli kitabına başladım akıcı. olayları ve yaşanılan zamanı betimlemesi çok başarılı. Ben betimlemenin fazla olduğu kitapları sevmem zaten. hayal gücüm geniştir istediğim şekilde canlandırmayı severim, yazarın beni belli yere kadar yönlendirmesini isterim. Bir keresinde bi roman okumuştum lise yıllarımdaydı. O kadar çok ayrıntılı betimleme yapmış ki olay neydi unutuyorsun. Hiç abartmıyorum romanda şöyle tasvirler yapılıyordu: Ormanda karşısına bir kurt çıkmıştı boyu ne uzun ne kısaydı yaklaşık 8 aylık kadardı tüğleri alacalıydı dişleri belindeki bıçaktan bile keskin pençeleri suratı kadar vardı sesi hırıltılı ve tehditkardı adımları hedefine yaklaştıkça hızlanıyordu bunu gören albert birden ölümü hatırladı ve yakınlarından en son anneannesini. Etrafı siyah yuvarlak taşlarla çevrili  üstünde hastayım dedim dedim inanmadınız bak ne oldu şimdi yazan mezar taşını ve her ziyarete gittiğinde götürdüğü mavili morlu köylerinin üstündeki kayalıklarda yetişen ve kimsenin çıkamadığı bir yerde yetişen çiçekler aklına geldi. şimdi burada olay neydi betimlemeler seni nereye getirdi bana adamın karşısına canavar gibi bi kurt çıktı de ben onu kafamda canlandırırım :)
Her neyse İskender Pala'nın Od isimli romanı güzel tavsiye ederim. Güzel diyorum çünkü 2 saat başından kalkamadım Yunus Emre'nin hayatını yani İnsana duyulan sevginin, aşkın Allah a olan aşka dönüşmesini anlatıyor yazar. Elif Şafak'ın Aşk isimli kitabında da Mevlana Hazretlerinin hayatı benzer şekilde anlatılmıştı. Bu tarz romanları okurken gerçek AŞK ın insana ya da herhangi birşeye değilde hiçbir zaman değişmeyen Tek olan Allah a olabileceğini tekrar tekrar görmek beni Yalnızca ona bel bağlamaya, ona muhtaç kalmaya sevkediyor. Dünyalık aşkların her zaman dert tasa getirdiğini ama ilahi aşkın hep mutlulukla sonuçlandığını gösteriyor. Gerçekten öyle değil mi birisine aşık olursun aşık olduğun özelliği maddi ya da manevi güzelliğidir. Ama bir gün gelir ya o değişir ya da senin güzellik görecililiğin. Güvendiğin kim varsa ya da ne varsa bi anda yok olabilir hayatında. O zaman senin o şeye karşı duyduğun sevgi ve aşk sana çekilemeyen bir ızdırap verebilir. O yoksa bende olmayayım dersin gözün hiç birşeyi görmez olur ama yarana derman olan bulunmaz-O'ndan(c.c) başka-. O yüzden öyle birşeye bağlanacaksın ki imdat dediğinde yetişecek hiç bir zaman seni unutmayacak sana senden daha yakın. İşte O Allah'tır(c.c) Kuluna karşı sonsuz merhamet sahibi. Bir insana Allah dost ise ona bütün dünya küsse önemi yok. Derdimiz de ondan gelsin dermanımızda-Amin- Yazarlarımız da böyle kitaplar yazmaya devam ederler inşallah biz de kitap okuma keyfine varalım her daim. 

3 Haziran 2012 Pazar

Önyargı ve yanlış anlaşılmalar üzerine...

    Klasik olacak ama Einstein'ın bi sözü var ya "Önyargıları parçalamak atomu parçalamaktan zordur" diye bugün bizim milletimize daha uygun bi söz olduğunu anladım. Müslüman bir insana yakışmayan bir söz aslında. Çünkü gerçek bir müslümanın, müslüman kardeşini hemen bir hareketiyle, görüntüsüyle, yanlışıyla kötü olarak değerlendirmemesi gerekir. Her zaman hüsnü zan (bir kişi hakkında iyi düşünmek) etmelidir. Bir iki yanlışla insanları dinden çıkarırsak onları kafir ilan edersek ülkemizde müslüman kalmaz bırakın ülkemizi dünyada kalmaz. (hiç yanlış yapmayanları tenzih ederim mutlak onlardan da vardır) beşer elbet şaşar.  Bir organizasyonda ilahi okuyan bir kardeşimiz ezanı yanlış okumuş. Sehven (unutarak, yanılarak) EşhedüenneMuhammederresulullah kısmını atlamış. Bunu gören din düşmanları da hemen bütün bir programın içinden yanlış okunan ezanı keserek servis etmişler. Milletimiz de durur mu fırsat bu fırsat hemen yapıştıralım kafir damgasını siz nasıl müslümansınız da nasıl çıkarırsınız Muhammed(s.a.v) in ismini de böyle diyalog mu olurmuş diyaloğunuz batsın cehennemin dibine gidin vs vs... Ben işin diyalog kısmında filan değilim kurum kuruluş vs beni ilgilendirmiyor orada kim olursa olsun böyle bir zan altında kalmamalıydı. Biz bir yanılma yanlışlık olduğunu düşünmeliydik müslüman olarak. Neden kasıtlı olarak söylemesin ki...? Okuduğu ezanın arkasından sayamayacağınız kadar salavat getiren, içinde Muhammed (s.a.v) geçen ilahiler söyleyen bir insan, neden ezan okurken  EşhedüenneMuhammederresulullah kısmını bilerek atlamış olsun ?
     Böyle bi olaydan sonra mı #Muhammedurrasulullah TT olmalıydı? Neden normal zamanlarda anmıyoruz zikretmiyoruz ismini? Birileri bizi galeyana getiriyor din üzerinden birbirimize düşürüyor ancak o zaman savunuyoruz değil mi? Biraz kendimize gelelim!!! Birilerini dini konular hakkında eleştirirken önce kendimize bir bakalım biz neler yapıyoruz, şimdiye kadar ne kadar günah işleyip hangilerini tövbe edip bırakmışız, Kur'an okumayı biliyor muyuz, namaz kılıyor muyuz kısacası dini vecibeleri yerine getirebiliyor muyuz biz kimiz de başkalarının dini yaşama biçimleri hakkında yorum yapabiliyoruz bi düşünmemiz lazım!! Hadisi şerife göre(Tırmizi) “Hangi kişi kardeşine kâfir derse, şüphesiz ki kâfirlik ikisinden birine döner; eğer dediği gibiyse (bir vebâl gerekmez) aksi hâlde (bu suçlama) kendine döner.’  
      İzlediğim videolardaki yorumlara binaen yazdım bu yazımı. İnsanlar tanıyıp bilmedikleri kişi ve kurumlara bu kadar kolay sayıp sövebiliyorken kendimi çok rahatsız hissettim nedense. Belki de hepimiz rahatsız olmalıyız bu konuda. Sonuçta müslüman olarak orada İslamı tebliğ amacındaki bir kardeşimiz hakkında -hangi kurum ve kuruluşa ait olursa olsun- böyle sui zanda (kötü düşünceler içerisinde) bulunmamalıyız.      Şimdi videonun aslını koyacağım lütfen sonuna kadar izleyiniz.


2 Haziran 2012 Cumartesi

Türkçe Olimpiyatları

Bu akşam tevafuken rastladığım Türkçe Olimpiyatlarında Bolu yöresinden halk oyunları oynayan Azeri gardaşlarımızı görünce çok heyecanlandım. Sanki hep bu yöredelermiş de yıllardır oynuyorlarmış gibiydi gösterileri. Zamanında ben de "aman ördek" oyununa alınmıştım ilkokuldayken. Ama bu kadar içten oynayamadım onlar gibi. Türkçe Olimpiyatları diye başlık attım ama ne anlatmakla ne de tartışmakla bitmez bu konu. Ben sadece Bolulu olarak izlemekten zevk aldığım videoyu paylaşacağım...İyi seyirler